Ne Ekersen Onu Biçersin
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir köyde, Sadık adında bir çiftçi yaşarmış. Sadık, köyün en çalışkan adamlarından biri olarak bilinir, tarlalarını büyük bir özenle ekip biçermiş. Ancak onun komşusu olan Hasan, tembelliğiyle meşhurmuş. Hasan, tarlasını ekmez, sadece başkalarının emekleriyle kazandıklarını kıskanırmış.
Bahar gelmiş, Sadık tarlasına en iyi tohumları ekmiş, sabırla yağmurun yağmasını ve güneşin toprağı ısıtmasını beklemiş. Her gün tarlasını sulamış, otlarını temizlemiş, zararlı böceklerden korumuş. Hasan ise tarlasına hiçbir şey ekmemiş, “Nasıl olsa bir şekilde geçiniriz,” diyerek günlerini tembellikle geçirmiş.
Aylar geçmiş, Sadık’ın tarlasında buğday başakları yükselmeye başlamış. Altın sarısı buğdaylar rüzgârda dalgalanırken, Hasan’ın tarlası kuru ve çorak kalmış. Sadık, emeğinin karşılığını alırken, Hasan ne yapacağını düşünmeye başlamış.
Bir gün, Hasan Sadık’a gidip şöyle demiş:
“Sadık kardeş, bana biraz buğday versen de kışın aç kalmasam?”
Sadık dostça bir tebessümle ona bakmış ve şöyle demiş:
“Hasan kardeş, ben aylarca çalıştım, toprağıma emek verdim, ektim ve şimdi biçiyorum. Sen ise hiçbir şey ekmedin. Ne ekersen, onu biçersin.”
Hasan yaptığı hatayı anlamış ama iş işten geçmiş. O günden sonra Hasan da Sadık gibi çalışkan olmaya karar vermiş. Bir sonraki yıl tarlasını ekip biçmiş, toprağına emek vermiş ve sonunda o da bolca mahsul almış.
Böylece Hasan, kendi hatasından ders almış ve “Ne ekersen, onu biçersin” sözünün anlamını yaşayarak öğrenmiş. O günden sonra köyde hiç kimse tembelliğe kapılmaz, herkes emeğinin karşılığını alacağını bilerek çalışırmış.
Ve herkes mutlu mesut yaşamış…
İşte ne ekersen onu biçersin hikaye arayanlar için muhteşem bir kısa hikaye paylaştık.